İdea Yayınevi / Modern Tin / Aziz Yardımlı
 
eski anasayfa_
online alış-veriş_
 
 
 
Pozitif Hak

Belirli Hak pozitiftir, bir Devlette geçerlidir, ve bu biçimiyle bir 'olgu' olarak Haktır. Böylece sonlu ve görelidir.

Antigone:

‘‘Dünün ya da bugünün buyrukları değildir tanrısal buyruklar,
Hayır! Varoluşları sonsuzdur, ve nereden gelirler kimse bilmez.’’

antigone  
Antigone  

Sofokles Antigone'ye bu sözleri kardeşinin insanlık haklarını çiğneyen tiran Kreon'un buyruğuna karşı söyletir. Kreon’un güç istenci tanrıların ve yasaların ve yurttaşlarının gereksinimlerinin üstündedir. Gene de, kimi zaman tiranın buyrukları da olabilen pozitif hakkın üstünde ve üzerinde tanrısal haklar, evrensel insanlık hakları durur. Bu haklar henüz birer olgu olmasalar da, olgusal (belirli, pozitif) haklardan ve yasalardan çok daha yüksek bir anlamda gerçektirler. Aslında bütün bir Dünya Tarihi boyunca yer alan şey pozitif Hakların evrensel insanlık Haklarına doğru gelişmekte olmasıdır. Usun doğası özgürlükten, doğru olandan, türeli olandan yana olmaktır. Usun haksız olana, türesiz olana, duyunçsuz olana eğilimli olduğunu düşünmek ancak parçanın bütünden büyük olabileceğini düşünmek denli olanaklıdır. Ve Usun gelişimi salt kendi üzerine bağımlıdır. İstenç özgürdür, kendini belirler.

Antigone ve İsmene (Sofokles'in 'Antigore' adlý oyunundan.
Tiranın buyruğu yasa mıdır? Bir İngiliz düşünürü, örneğin Thomas Hobbes, "Yasadır," der. Antigone tiranın buyruğunu yasa olarak görmez. Aslında onu Tanrısal Yasayı, Evrensel İnsan Haklarını çiğneyen bir haksızlık olarak görür. Ve tiranın buyruğunu çiğner.
Sofokles'in oyunundan ilgili parça burada..
Pozitivizmin yalnızca varolan tüzeyi doğrular. Olmayan (ya da olumsuz, henüz gizil olan) tüze yoktur der. Böylece varolanı ölçmek için herhangi bir ideal ölçün reddedilir.
 

Hegel / Tüze Felsefesi
  Hegel / Philosophie des Rechts (1821)

§ 3

§3

Hak (a) Bir Devlette geçerlik taşıma biçimi yoluyla genel olarak pozitiftir, ve bu yasal yetke Hakkın bilgisi için, pozitif Tüze Bilimi için ilkedir. (b) İçeriğe göre bu Hak pozitif bir öğe kazanır: (a) bir halkın tikel ulusal karakteri, tarihsel gelişim evresi ve doğal zorunluk alanına düşen bütün bir ilişkiler karmaşası yoluyla; (b) yasal bir Hak dizgesinin evrensel kavramın nesne ve durumların dışarıdan verili tikel nitelikleri üzerine uygulanmasını kapsamak zorunda olması nedeniyle (bir uygulama ki, bundan böyle kurgul bir düşünme yolu ve kavramın gelişimi değil, tersine Anlağın [o tikel nitelikleri evrenselin] altına almasıdır); ve (g) edimsellikteki karar için gerekli son belirlenimler yoluyla.
Hegel
Das Recht ist positiv überhaupt a) durch die Form, in einem Staate Gültigkeit zu haben, und diese gesetzliche Autorität ist das Prinzip für die Kenntnis desselben, die positive Rechtswissenschaft. b) Dem Inhalte nach erhält dies Recht ein positives Element a) durch den besonderen Nationalcharakter eines Volkes, die Stufe seiner geschichtlichen Entwicklung und den Zusammenhang aller der Verhältnisse, die der Naturnotwendigkeit angehören; b) durch die Notwendigkeit, daß ein System eines gesetzlichen Rechts die Anwendung des allgemeinen Begriffes auf die besondere von außen sich gebende Beschaffenheit der Gegenstände und Fälle enthalten muß — eine Anwendung, die nicht mehr spekulatives Denken und Entwicklung des Begriffes, sondern Subsumtion des Verstandes ist; g) durch die für die Entscheidung in der Wirklichkeit erforderlichen letzten Bestimmungen.

Pozitivizm ve Hak

"First get your facts; then you can distort them at your leisure." ::
"Önce olgularınızı toplayın; sonra boş zamanınızda onları çarpıtabilirsiniz."

Mark Twain

Metafiziksel olduğunu, bir boşinanç kuruntusu olduğunu düşündüğü için Usun ve ussal olanın varlığını yadsıyan ve yalnızca olguların, aslında duyusal olanın, öznel olanın varlığını doğrulayan pozitivist bakış açısı, salt bakış açısı gereği, görgül olmayan, yasa kitaplarına 'yazılı' olmayan, ‘pozitif’ olmayan 'Doğal Yasa' gibi, Evrensel İnsan Hakları' gibi İdeaları ‘metafiziksel' sayar ve reddeder.

Metafizik ‘fizik-ötesi’ demektir, ve sözcüğe verilen tepkisel anlamdan bütünüyle ayrı olarak düşünce, duygu, duyum vb. olanı, Doğa-ötesi ya da Doğa-üstü denilebilecek olanı anlatır. Tüm bu tür belirlenimler, insan bilincinde olmalarına karşın, özdeksel insan bedenine bağımlı olmalarına karşın, özdeksel olmamaları anlamında metafizikseldirler. Ve Metafiziğin bu anlamı tinsel olandan, gerçekten insansal olandan ne daha çoğu ne de daha azıdır.

Pozitivizm ‘metafizik’ anlatımını sözcüğün genel kültürde geçerli olan o karalayıcı anlamında almaz. Pozitivizm, görgücülüğün güncelleştirilmiş bir sürümü olarak, fiziksel olmayanın, fizik ötesi olanın, genel olarak kuramsalın varlığını yadsır. Bu bakış açısı için varolan yalnızca ‘olgu’dur ve onun için olgu ne olursa olsun kuramı dışlar ve en sonunda duyusal olmalıdır. Ama düşünce, kavram, Us duyumsanamaz. Öyleyse metafizikseldirler.

Captain Marvel

Bu görgücülük politik olarak her zaman ‘liberalizm’ ile birlikte gider, çünkü görgücülük Özgürlüğü (libertas) pozitifleştirir ve onu bütününde varolana sınırlı olarak anlar. Buna göre yalnızca pozitif tüze doğrulanır.

Hak kavramını görgülleştirmenin başka yolları da vardır. 'Özgürlüğün' en coşkulu savunucularından olan ve değerin modern 'özgürlüğü' tanımlamasına bağlı olduğu düşünülen büyük İngiliz düşünürü J. S. Mill "haklar en sonunda yararlık üzerine kuruludurlar" der.

İngiliz yararcısı Bentham "Rights (hak) is the child of the law," diye yazar; "from real law come real rights; but from imaginary laws, from 'law of nature,' come imaginary rights." "Natural rights is simple nonsense."

Ve kuşkucu Hume bu noktada doğal olarak Bentham ile anlaşır. "Natural law and natural rights are unreal metaphysical phenomena."

Daha yakın zamanlarda Wittgenstein ve Austin için yasanın gerçek anlamı yine aynı Anglo-Saxon 'felsefe'nin bir başka sözcüsünün, Thomas Hobbes'un bir deyiminde özetlenir: "The command of the sovereign." (Bu kesimdeki tüm İngilizce alıntılar: Enc. Britannica, 1986, 20, 715). "Egemen" genel bir sözcüktür, ve ulusa olduğu gibi bir sınıfa, bir kümeye, bir bireye de ait olabilir.

Kuzey Carolina'nın köleci anayasasının yazarı da olan John Locke'a göre mülk iyesi olmayan insanların politikada ya da hükümette rolleri olmamalıdır.
 
 
 
İdea Yayınevi / Hegel’in Nesnel Tin Dizgesi / Aziz Yardımlı / 2014